İklim Değişikliği Etkileri İstanbul’u Uyardı

18 Temmuz 2017 Salı günü İstanbul’da meydana gelen şiddetli yağışı takiben oluşan sel ve su baskınları sonucu şehirdeki yaşam durma noktasına geldi. Mevsim normallerine göre aşırı yağış alan şehirde, İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) tarafından yapılan yazılı açıklamaya göre bir saat içinde metrekareye 65-110 kilogram yağış düştü.

29 Haziran 2017 Perşembe günü ise İstanbul’da sıcaklık 37,2oC ile son 106 yılda ilk kez görülen bir rekor değer olarak ölçülmüş ve Kandilli Rasathanesi Meteoroloji Laboratuvarı’ndan, Temmuz ayının başında yeni rekorlar beklendiğine dair açıklama gelmişti. 18 Temmuz günü ise İstanbul, bir günde son 32 yılın en yüksek yağışını aldı. Aynı hafta içinde hem mevsim normallerinin üzerinde sıcaklık değerleri hem de şiddetli sel ve fırtına deneyimleyen İstanbul’un durumu maalesef ki yalnızca İstanbul’a özgü değil. İklim değişikliğiyle birlikte, benzer aşırı hava olayları giderek hayatımızın daha somut bir parçası hâline gelmekte. Gezegenimizi bu şekilde kullanmaya devam edersek; oldukça sıcak geçmekte olan Temmuz ayının ortasında alışılmadık miktarda yağış ve bunların sonucunda oluşan sel ve fırtınalar ile mücadele etmek zorunda kalmak, karşılaşacağımız sayısız sorundan maalesef ki basitleri arasında yer alacak.

İklim değişikliğinin nedenlerini tamamen ortadan kaldıramasak bile, bu büyük değişimin ortaya çıkaracağı sıkıntılara karşı, nüfusun büyük kısmının yaşadığı şehirlerimizi hazır ve dayanıklı hâle getirerek iklim değişikliğinin etkilerine uyum gösterebilmek hayati önem taşıyor. Şehirlerin daha akıllı ve verimli kılınması, sel ve su baskınları gibi tahmin edilebilir afetleri önceden belirleyip buna göre önlemler alıp, acil durum planları uygulayabilecek kentsel alanlar yaratılması bir zorunluluk. Aynı şekilde, çarpık bir kentleşme yerine, sürdürülebilirlik ve dayanıklılık prensiplerine dayalı bir şekilde, teknolojinin de yardımıyla planlanarak büyüyen sürdürülebilir şehirler, giderek artması beklenen iklimsel, ekonomik ve sosyal sorunlar karşısında durarak, geleceğin şehirleri olacaklar. Kentlerimizi bu çerçevede planlamaz ve durumu yalnızca bir doğal afet sonucu olarak değerlendirirsek, bugün İstanbul’da gördüğümüz manzaralar istisna olmaktan çıkarak, gittikçe daha sık yaşanan olağan felaketler hâline gelecektir.

Basın duyurusu için tıklayınız.

REC (Kaynak, Çevre ve İklim Derneği) sitesinden daha fazla şey keşfedin

Okumaya devam etmek ve tüm arşive erişim kazanmak için hemen abone olun.

Okumaya devam et